COĞRAFİK KAVRAMLAR

Narenciye : Bakınız : Turunçgiller.
Nebula Teorisi : Bakınız : Kant-Laplace teorisi.
Nefometre : Bulutluluk gökyüzünü kaplayan bulutların miktarı 10 ya da 8 eşit parçaya bölünmüş ve nefometre adı verilen bir araç ile ölçülür. Nefometre ufku kaplayacak şekilde tutularak bulutla kaplı pencereler sayılır. Bulutla kaplı pencere sayısının tüm pencere sayısına oranı da bulutluluğu verir.
Nehir : Büyük ırmaklara nehir denir.
Nem : Yeryüzündeki su kütlelerinden buharlaşan su, atmosferin nemlenmesine yol açar. Atmosferdeki su buharına hava nemliliği de denir. Önemli bir sıcaklık etmeni olan atmosferdeki su buharının miktarı, yere ve zamana göre değişir.
Neozoik Zaman : Bakınız : Üçüncü Zaman.Uzay: Bütün varlıkların içinde bulunduğu sonsuz boşluk.
Bora : Yugoslavya’nın iç kesimlerinden Adriyatik Denizi kıyılarına esen soğuk rüzgarlardır.
Karanlık madde: Astrofizikte, doğrudan algılanabilecek kadar büyük konuma getiren (ışık, x-ışınları v.b.) varlığı görünür maddeler üzerindeki kütle çekimsel etki ile belirlenebilen varsayılan maddelere denir.
Astronomik birim (AU): Gökbilimde kullanılan bir uzaklık birimi. Bir astronomik birim Güneş'in merkeziyle Dünya'nın merkezi arasındaki uzaklık olan 149,6 milyon km. ya da 92,9 milyon mil'dir. Astronomik birim, evrendeki büyük uzaklıkları belirtmek için kullanılır.
Krater : Yanardağların püskürmesi sırasında mağmanın izlediği yola volkan bacası ve bunun ağzına krater denir.
Kıta Yamacı : Şelf ile derin deniz platformunu birbirine bağlayan bölümdür.
Lapya : Kalkerli yamaçlarda yağmur ve kar sularının yüzeyi eriterek açtıkları küçük oluklardır. Oluşan çukurluklar keskin sırtlarda yan yana sıralandığından yüzey pürüzlüdür. Büyüklükleri birkaç cm ile birkaç metre arasında değişir.
Lav : Volkanlardan çıkarak yeryüzüne kadar ulaşan eriyik haldeki malzemeye lav denir.
Lejant : Bakınız : Harita Anahtarı.
Litosfer : Bakınız : Taşküre.
Seki (Taraça) : Yatağına alüvyonlarını yaymış olan akarsuyun yeniden canlanarak yatağını kazması ve derinleştirmesi sonucunda oluşan basamaklardır. Taban seviyesinin alçalması nedeniyle, tabanlı bir vadide akan akarsuyun aşındırma gücü artar. Yatağını derine doğru kazan akarsu vadi tabanına gömülür. Eski vadi tabanlarının yüksekte kalması ile oluşan basamaklara seki ya da taraça denir.
Uvala : Genişleyip, derinleşen dolinlerin birleşmesiyle oluşan, dolinlerden daha büyük çukurluklardır. Uvaların düzensiz şekle sahip olması ve tabanlarındaki erimeden geriye kalan kalker çıkıntıları dolinlerden kolayca ayırtedilmesini sağlar.
Traverten : Kalsiyum biokarbonatlı yer altı sularının mağara boşluklarında veya yeryüzüne çıktıkları yerlerde içlerindeki kalsiyum karbonatın çökelmesi sonucu oluşan kimyasal tortul bir taştır.
Traverten : Genellikle sıcak su kaynaklarının yakınında ve kalsiyum karbonatlı suların yayılarak aktığı alanlarda, kirecin çökelmesi ile oluşan basamaklardır. En güzel örnekleri Denizli-Pamukkale’dedir.
Troposfer : Atmosferin, yeryüzüne temas eden, alt bölümüdür.
Tebeşir : Derin deniz canlıları olan tek hücreli Globugerina (Globijerina)’ların birikimi sonucu oluşur. Saf, yumuşak, kolay dağılabilen bir kalkerdir. Gözenekli olduğu için suyu kolay geçirir.
Evren: Gök varlıklarının bütünü, kâinat.

Gök cismi: Gök yüzünde bulunan Güneş, Ay, gezegenler, kuyruklu yıldızlar, nebülözler gibi bütün cisimlere verilen ad.


Yıldız: ağırlıklı olarak hidrojen ve helyumdan oluşan, yoğun ve karanlık gökyüzünde ışık saçan bir nokta olarak görünen plazma küresi.

Kırmızı dev: Belirli bir kategorideki yıldızların evrimlerinin bir dönemindeki hallerine verilen isimdir. Yıldızın ölümü büyüme ile başlar. Milyarlarca sene devam eden nükleer reaksiyonlar sonucu enerjisini tüketmeye başlayan yıldızın hacminde büyük bir genişleme görülür.

Süpernova: Süpernova, enerjisi biten Büyük Yıldızların şiddetle patlaması durumuna verilen addır.

Kara delik: Çekim alanı her türlü maddi oluşumun ve ışınımın kendisinden kaçmasına izin vermeyecek derecede güçlü olan, kütlesi büyük bir cisimdir. Uzayda belirli nicelikteki maddenin bir noktaya toplanması ile meydana gelen bir nesnedir de denilebilir. İçinde, zamanın yavaş aktığı ya da almadığı tahmin edilir. Doğrudan gözlemlenemez.


Solucan deliği: Nathan Rosen ve Albert Einstein tarafından ileri sürülmüştür. Solucan deliği aslında uzay-zamanın temelde uzay ve zamanda bir kısayol olan kuramsal topolojik bir vasfıdır. Genel olarak ak delikler ve kara delikler arasındaki bağlantıya solucan deliği denmektedir. Bir solucan deliğinin bir boğaza bağlı en az iki ağzı vardır. Eğer solucan deliği geçilebilir ise madde solucanvdeliğinde bir ağızdan diğerine boğazdan geçerek ulaşabilir.

Ak delik: Bazı yerlerde kuasar olarak geçse de aynı şey değillerdir. Ak delikler için kara deliklerin çıkış noktası diyebiliriz. Solucan deliğinin iki ucunda ak ve kara deliklerin olduğu savunulur. Nasıl ki kara delikten kaçamıyorsak, ak deliğe de giremeyiz. Şimdiye kadar ak delik gözlemlenmemiş olup Stephen Hawking solucan delikleri ve ak deliklerin varlığını reddetmektedir.
Ağıl : Hayvanların barındığı, çevresi taş veya ahşap ile çevrili yerlere ağıl adı verilmektedir. Ağıllar zamanla nüfusun artmasına bağlı olarak sürekli yerleşme haline gelebilir. Sürü sahipleri tarafından kurulan ağıllar kış mevsiminde hayvanların korunması amacıyla kullanılır.

Beyaz cüce: Kırmızı dev aşamasında çok genişleyen yıldız, beyaz cüce olurken içe doğru çökümü, yıldızın çekirdeğinin etrafında bulunan helyumun daha çok sıkışmasına ve belli bir aşamadan sonrada patlamasına yol açar daha sonra dış katmanlarını uzaya püskürtür ve geriye kalan parçası beyaz cücedir. Yıldızın savurduğu maddeler, gezegenimsi bulutsu halini alır. Kütlesi bunun üzerindeki bir değere sahip olan yıldızlar da Nötron yıldızına dönüşürler.


Kahverengi cüce: İlk kez 1995 yılında keşfedilen, ne yıldız ne de gezegen kategorisine konabilen gök cisimleri. Kahverengi Cüceler yıldızlararası gaz bulutlarının çökmesiyle oluşurlar, fakat gökcismini yıldız yapacak nükleer tepkimelerin başlayamayacağı kadar hafiftirler. 80 Jüpiter kütlelik sınıra ulaşamadıkları için yeteri kadar ısınamayıp sönerler.

Yıldız sistemi: Birbirleri çevresinde dönen, kütle çekim kuvvetiyle birbirlerine bağlı olan az sayıda yıldızın oluşturduğu sistemdir.

Samanyolu : Çok sayıda yıldızlardan ve Güneş’ten oluşan galaksiye Samanyolu denir.

Sanayi : Ham maddelerin işlenerek mamül madde haline getirilmesine sanayi denir.

Sarkıt-Dikit : Kalsiyum karbonatça zengin suların mağara tavanından sızarak içindeki kirecin tavanda birikmesi ile sarkıtlar, damlayarak tabanında birikmesi ile dikitler oluşur. Karstik alanlardaki mağaralarda görülen bu şekillerin en güzel örnekleri Damlataş Mağarası’nda bulunmaktadır.

Güneş Sistemi: Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün adlı temel gezegenler ve bazı cüce gezegenler, asteroitler ve kuyruklu yıldızlardan oluşan, merkezinde Güneş adlı yıldızın bulunduğu sistemdir. Daha geniş anlamda, bu sisteme benzeyen sistemler için de kullanılabilir.




Kuyrukluyıldız: Bir çekirdek, onu çevreleyen saç kısmı ve bir kuyruktan meydana gelen ve takip ettikleri parabolik veya dış merkezliği çok büyük elips olan yörüngelerde belirli zamanlarda Güneş civarından geçen ve bu arada Dünya'dan da görülen küçük gök cisimleri.



Gezegen: Dar anlamıyla, Güneş Sistemi içinde, Güneş'in doğrudan uydusu olan ve Uluslararası Gökbilim Birliği (IAU) tarafından bu tanıma uygun bulunmuş 8 gök cismini belirlemede kullanılır. Daha geniş bir tanım yaparsak yıldız sistemlerinde, merkezdeki yıldızın uydusu olan ve o yıldızın çevresindeki bir yörüngede dolanan gök cismi de denilebilir. Ancak asteroitler, kuyruklu yıldızlar vb. gök cisimleri gezegen olarak sınıflandırılmazlar.


Asteroit: Yörüngeleri Güneş Sistemi'nde Mars ile Jüpiter gezegenleri arasında kalan ve sayıları yaklaşık 40.000 kadar olan gök cisimleridir. Bu küçük gezegenler, küçük kütle ve hacimlerinden ötürü 'gezegenimsi' olarak da bilinirler. Ayrıca, bilindiği kadarıyla bunların içinde bazılarının (örneğin: İda) birer uydusu da vardır

Göktaşı: Uzaydan Dünya yüzeyine düşen maddelerin genel adıdır.

Meteor: Göktaşlarının dünyanın atmosferi içindeki geçişleriyle oluşan ışıklı yada sesli olaylara meteor denir.


Açık Havza : Sularını denize ulaştırabilen havzalara açık havza denir

Açısal Hız : Dairesel hareket yapan Dünya üzerindeki bir noktanın birim zamanda oluşturduğu dönüş açısıdır. Dünya, ekseni çevresindeki hareketi sırasında 4 dakikada 1 derecelik, 1 saatte 15 derecelik, 24 saatte 360 derecelik dönüş yapar. Açısal hız, dünya üzerindeki her noktada aynıdır.

Kuasar: Evrenin en uzak köşelerinde akıl almaz bir enerjiyle parlayan gökadalara verilen addır. Evrenin genç ve çalkantılı dönemindeyken oluştukları bilinmektedir. 


Gökada: Kütleçekim kuvvetiyle birbirine bağlı yıldızlar yıldızlararası gaz, toz ve plazmanın meydana getirdiği yıldızlararası madde ve şimdilik pek anlaşılamamış karanlık maddeden oluşan sistemdir. Galaksi olarak da adlandırılır.

Işık hızı: Işığın hızına denir. 299.792,458 km/saniye'dir.

Işık yılı: Işığın bir yıl içinde alabileceği yola denir. Zaman değil, yol/uzaklık birimidir. 

Bulutsu: Bulutsu ya da nebula, yıldızlar arasında giderek küçülerek ve ısınarak dönen, beyaz ve büyük bir gaz ve katı madde bulutudur. Gaz bulutu ufaldıkça dışarı gaz halkaları fırlatır. Bu halkaların her biri daha sonra yıldıza dönüşmek üzere soğumaya başlar.

 Takımyıldız: Gökyüzünün hayali olarak bölündüğü 88 alandan her birine verilen addır. Birbirleriyle, oluşturdukları şekil olarak ilgili olan yıldızların oluşturduğu topluluk diye de tanımlanır ancak bu tanım yanlıştır. Bazı ünlü takımyıldızlar, çeşitli nesnelere benzetilen parlak yıldız düzenlerine sahiptir. Örnek olarak, bir avcı figürünü çağrıştıran Avcı(Orion) ve aslan figürü çağrıştıran Aslan Takımyıldızları (Leo) verilebilir.

Yıldız kümesi: Kütleçekim ile birbirine bağlı yıldız topluluklarıdır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

COĞRAFYA HARİTALAR

Doğru Zannettiğimiz 22 Yanlış Bilgi

COĞRAFYANIN İLKELERİ